11 Ocak 2010 Pazartesi

Sonsuz yaşam

- Kaç yaşındasınız?

On bin yedi yüz seksen beş.




- Neden?

DNA üzerine yapılan çalışmalar kuşkusuz, hepimizin dikkatini çekiyor. Günümüzde bir çok canlının genetiğiyle oynanmış durumda. Henüz insan üzerinde denemeler yapılmıyor tabii ki. Ya da yapılıyor da bizim mi haberimiz yok?
Yıllarca bu konu hakkında düşündüm. Uzun ömrüm boyunca, insan genetiği hakkında olası evrenlerin çok azında bilinen sırları öğrendim. Ve bu öğrendiklerimi kendi üzerimde uyguladım. Kartallarınki kadar keskin gözler, yarasaları bile kıskandıracak kadar iyi duyan kulaklar, köpeklerin sahip olduğu gibi mükemmel bir koku alma kabiliyeti. Sonsuz yaşam, beynin tamamını kontrol edebilme, hızlı hücre yenilenmesi gibi  tüylerinizi ürpertecek özelliklere sahibim.
Yalnız her ne kadar kendi üzerimde bir çok deney yapmış olsam da, son saydıklarımı benim eserim değil. Zaten kim ölümsüz olmak ister ki? Sevdiklerin ölürken, bildiğin alıştığın dünya değişirken yaşamak zorunda olmak. Tamam kabul ediyorum, zorunda değildim belki ama sıradan bir yaşam sürmeyi isterdim normal insanlar gibi.
Neden intihar etmedim, bunu defalarca kez sordum kendime. Şu an bile düşünmüyor değilim, yaşamıma son verip bu lanet yaşamdan kurtulmayı. Arkadaş yok, güvenebileceğin kimse yok, eş yok, dost yok, çoluk çocuk yok, çocuk sahibi olma şansı yok.
Sıradan bir insan gibi düşünüyor olsaydım, sıradan bir insanın beynine sahip olsaydım, yukarıda saydığım sebeplerden biri bile intihar etmem için yeterli olurdu ama değilim. Ben farklıyım. 25 kromozom çiftim var bir kere. Sıradan bir insanla çiftleşme sansım yok. Denemediğimi sanmayın sakın. Defalarca kez denedim kendime uygun bir eş seçmeyi. Ama onlar ölümlü yaşamın armağanına kavuşup beni yalnız bıraktılar, zaten yaşarken de pek beni anlayabilmiş değillerdi.
Bunu neden size anlatıyorum merak ediyorsunuz değil mi? Yaşamım süresince beynimi istediğim gibi kullanmamın da verdiği destekle sizin teknolojinizin defalarca kez üstünde bir teknolojinin mimarı oldum. Ve bu geliştirdiklerimden bazılarını sizinle paylaşmak istiyorum. Bunu sizin iyiliğiniz için yaptığım kanısına kapılmayın sakın, dünyaya yaptıklarınız için sahip oldunuz bu olanağa. Aslında şuan 1 saat de olsa sizin gibi vahşice düşünebilmek isterdim. Hepinizi hissedebiliyorum nasıl olsa bir milyarınızı şuracıkta öldürüversem dünya ne kadar da rahatlar. Hatta hepinizi öldüreyim, şimdiye kadar öldürdüklerimin yüzde biri bile etmez, pişmanlık dahi duymam bu eylemden.
Ama sizi suçlamamalıyım dünyaya yaptıklarınız için, onu benim gibi anlamıyorsunuz ki, acısını göremiyorsunuz. Suçlanması gereken benim en nihayetinde, bildiklerimi bunca yıl sizinle paylaşmaktan çekindim. Lakin size öğreteceklerimi birbiriniz aleyhine kullanmayacağınızı nereden bilebilirim ki?
Aydınlanacağınızı umuyorum, benim aydınlandığım gibi. Bana sonsuz yaşam lanetiyle, mükemmel düşünme lütfünü kim bağışladı bilmiyorum. Ama bir umut görüyorum sizde, bunca zaman sonra ufak bir kıvılcım. Belki anlarsınız neler hissettiğimi. Dünyanıza hak ettiği ilgiyi gösterirsiniz…

Evet, başka sorusu olan?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder